top of page

Çocuklarda Teknoloji Kullanımı: Nerede Denge Kurmalı?

  • pskmervesahin1
  • 18 Ağu
  • 3 dakikada okunur

Çocuklarda Teknoloji Kullanımı: Nerede Denge Kurmalı?

 

Teknoloji, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Çocuklarımız da bu dünyada büyüyorlar. Peki bu durumda asıl soru şu: Çocuklarda teknoloji kullanımı nerede sağlıklı, nerede sınır koymak gerekir?


Teknoloji aslında kendi başına kötü değildir. Aksine doğru kullanıldığında öğrenmeyi destekler, çocuğun dünyasını genişletir, yaratıcılığını artırır. Çocuklar eğitici oyunlar oynayarak, belgesel izleyerek, ya da çizim programlarında resim yaparak pek çok şey öğrenebilir. Hatta bazı araştırmalar, teknolojiyle etkileşimin problem çözme becerilerini desteklediğini gösteriyor. Yani mesele teknoloji değil, teknolojiyle kurulan ilişkinin niteliği.


Ama işin bir de zorlayıcı tarafı var. Kontrolsüz kullanım, çocuk için hem bedensel hem duygusal sorunlara yol açabiliyor. Saatlerce ekran başında kalan bir çocuk, dışarıda oynayarak kazanabileceği hareket, sosyal ilişki ve hayal gücü deneyiminden mahrum kalabiliyor. Bu durum, uyku düzenini bozabiliyor, dikkat sorunlarını artırabiliyor. En önemlisi, aile içinde çatışmalara yol açıyor. Anne-baba “Artık bırak” derken çocuk “Biraz daha” diye direniyor. İşte bu çekişme, günün en keyifli anlarını bile gölgeleyebiliyor.


Dengeyi bulmak aslında tam da burada başlıyor:


‘’Yasaklamak değil, sınır koymak.’’


Çünkü teknoloji tamamen yasaklandığında çocuk, daha da çok arzulamaya başlıyor. Oysa kontrollü kullanımda, çocuk hem teknolojinin keyfini yaşayabiliyor hem de gerçek yaşamla bağlantısını sürdürebiliyor. Örneğin hafta içi belirli bir süre ekran izni vermek, hafta sonu ise ailecek dışarıda vakit geçirmek gibi küçük rutinler hem çocuğa güvenli sınırlar sunar hem de çatışmaları azaltır.


Bu noktada anne-babanın tutarlılığı çok önemlidir. Bazen yorulduğumuzda, çocuğu oyalamak için tableti hemen eline vermek kolay gelir. Ama çocuğun zihninde bu şu mesajı bırakır: “Israr edersem olur.” Oysa baştan belirlenmiş kurallar, herkes için işleri kolaylaştırır. “Her gün akşam yemeğinden sonra 30 dakika oyun oynayabilirsin” gibi net bir sınır, hem çocuğa güven verir hem de ebeveynin işini kolaylaştırır.


Çocukların teknolojiyi nasıl kullandığı da en az süre kadar önemlidir. Çocuğunuzun odasında tek başına saatlerce ekrana dalması yerine, sizinle içerik izlemesi çok daha sağlıklıdır. Bir belgeseli birlikte izlediğinizde, ardından sohbet etmeniz, çocuğun öğrendiklerini pekiştirir. Aynı şekilde bir oyunu birlikte oynamak, teknolojiyi bir çatışma alanından çıkarıp ilişkiyi güçlendiren bir araca dönüştürür.


Elbette çocukların yaşına göre sınırlar da farklılaşmalıdır. Okul öncesi dönemde kısa süreli, eğitici içeriklerle sınırlı kullanım önerilirken; ilkokul çağında biraz daha geniş ama yine denetimli süreler mümkündür. Ergenlikte ise asıl mesele süre değil, içerik ve iletişimdir. Çünkü ergen, sınırları zorlamak ister. Tamamen yasaklamak çoğu zaman ters teper; yerine “Birlikte karar verelim, sana güveniyorum ama bu konuda da sorumluluk bekliyorum” demek, hem bağımsızlık ihtiyacını destekler hem de sağlıklı sınırlar korur.

Anne-babaların sıklıkla düştüğü bir tuzak da kıyaslamadır. “Diğer çocuklar da oynuyor”, “Herkesin telefonu var” cümleleri sık sık duyulur. Ama unutmayın, her çocuğun gelişimi, ihtiyaçları ve hassasiyetleri farklıdır. Bir çocuk uzun süre ekranda kalabilirken diğerinin uyku düzeni bozulabilir. Önemli olan, kendi çocuğunuzu tanımak ve onun için uygun olan dengeyi bulmaktır.

Bazen teknolojiyi tamamen bırakmak mümkün olmaz, ama dengeyi sağlamak için yaratıcı çözümler bulunabilir. Örneğin dışarı çıkmak istemeyen bir çocuğa “Hadi bugünkü yürüyüşümüzü Pokémon avına çevirelim” demek, teknolojiyi gerçek yaşamla buluşturan eğlenceli bir yöntem olabilir. Ya da akşam yemeğinde “telefon yok” kuralı koymak, küçük ama etkili bir aile ritüeli haline gelebilir.


Sonuç olarak mesele teknoloji değil, onunla nasıl ilişki kurduğumuzdur. Yasaklamadan, suçlamadan, çatışmayı büyütmeden… Çocuğa sınırlar koyarken aynı zamanda yanında olmak, paylaşıma alan açmak… İşte denge tam burada saklıdır.

Çocuğunuz tablete ya da bilgisayara gömüldüğünde belki ilk tepkiniz “Yeter artık!” demek olacak. Ama bir de şunu deneyin: Yanına oturun, onun dünyasına kısa bir süre misafir olun. İzlediği şeyle ilgili soru sorun, oynadığı oyunda ona eşlik edin. O an teknoloji sadece ekran değil, aynı zamanda sizin aranızda kurulmuş bir köprüye dönüşecektir.


Unutmayın: Sağlıklı kullanım, yasaklarla değil, ilişkiyle mümkündür. Çocuğunuzla birlikte kurduğunuz bağ, en güçlü denge unsurudur.

 

Klinik Psikolog Merve Şahin

 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page